SUS-MA !
İÇERİDE DIŞARIDA SANSÜR VE OTO-SANSÜR
Ülkemizde siyasal iklim giderek daha da kararıyor. Büyük bedeller verilerek kazanılan demokratik hak ve özgürlükler her geçen gün daha da daralıyor. Yaratılan dehşet ikliminden politik mahpuslar ve muhalif sanatçılar gibi dezavantajlı gruplar da etkileniyor. Bu koşullarda makro ve mikro iktidarların bazen artan bazen azalan oranda uyguladığı sansür, yaratıcılığa ket vuruyor. Bir toplumun nefes borularından en önemlisi “sanat” üretimi güdükleşiyor.
Anayasanın 64. Maddesinde, “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı destekler” diye yazıyor ama konu “muhalif sanatçı” olunca yasalar rafa kalkıyor. Gerçeklerin bilince çıkıp hakikate dönüşmesini ve bunun sonucu da itiraz seslerinin çoğalmasını engellemek için içeride / dışarıda zabitlerine sansür kılıcı dağıtan muktedirler amaçlarına ulaşıyor, oto sansür yaygınlaşıyor.
İşte bu gerçekleri duyurmak, İçeride ve dışarıda sansüre ve oto sansüre dikkat çekmek amacıyla “Görülmüştür kolektifi” ve “Redfotoğraf Grubu” olarak, “Sus-ma İçeride dışarıda sansür ve otosansür” adını verdiğimiz bir sergi hazırladık. İçeride tecrit edilen mahpusların, dışarıda eserleri yasaklanan muhalif sanatçıların sesini duyurmak için onlarca hapishaneye girerek, halen tutuklu veya hükümlü olan şair, yazar, ressam ve karikatüriste ulaştık. Onlardan yaratıcılıklarını görünür kılacağımız projemize katılmalarını, “sansür” temalı resimler / karikatürler çizmelerini, şiir / metin yollamalarını istedik.
Özellikle OHAL’den sonra hapishanelerde sürgün ve sevkler hız kesmediğinden bazı sanatçılara ulaşmada zorlandık. Taahhütlü mektuplarımız, fakslarımız hapishanelerde kayboldu, bazıları da “Görülmüştür – Kurumda yoktur” mührüyle geri döndü. Kimi zaman da hapishanelerde sık uygulanan “iletişim cezaları” nedeniyle sahibine verilmedi. Uzun uğraşlardan sonra ulaşabildiğimiz mahpuslar çizdikleri özgün resimlerini / karikatürlerini bize yollayıp projemize katkı sundular. Tutuldukları hücrelerde yetersiz malzemeyle çalışarak üretilebileceğini gösterdiler. Ayrıca onlarca mahpus yazar ve şair “içeride sansür ve oto sansür” sorunsalı hakkında metinler yolladılar.
Sonuç olarak tüm engellere rağmen elimizde sergi açacak bütünlükte yazı, resim ve karikatür birikti. Ancak daha ulaşamadığımız yüzlerce mahpus şair yazar ve çizerin olduğunu, hapishanede o zor koşullarda üretenlerin sayısının bu sergide yer alanlardan fazla olduğunu belirtmek istiyoruz.
Ayrıca redfotoğraf grubundan onlarca fotoğraf sanatçısı da dışarıda yaşanan sansürü fotoğraflarıyla betimleyip sergiye destek oldular.
Sonuç olarak amacımız;
a) Ülkede -dışarıda ve içeride- sanatçılar üzerinde giderek artan sansüre ve bunun yarattığı oto sansüre dikkat çekmek, buna karşı mücadele yöntemlerini tartışmaya açmak,
b) 2024 Yılı itibariyle hapishanelerde sayıları her geçen gün artan politik tutuklu ve hükümlünün varlığını dışarıdakilere yeniden anımsatmak, hapishane idarecilerinin “rehabilatasyon” yerine akıl almaz disiplin cezalarıyla, yasaklarla tecrit ettiği mahpus sanatçıların ruhsal sağalmalarına katkı sunmak,
c) Bazı hapishanelerde “Hapishane yönetmeliği- tüzük yok sayılarak” keyfi olarak konulan kalem, kâğıt, kitap, dergi ve iletişim yasaklarına ve içeride üretilen eserlere uygulanan imha politikasına dikkat çekmek, en azından Türkiye’nin de imzaladığı (2006) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Cezaevi Kuralları’na uyulmasını sağlamak amacıyla kamuoyu oluşturmaktır.
Görülmüştür Kolektifi ve Redfotoğraf Grubu adına
Adil Okay – Özcan Yaman
SUS-MA SERGİSİNDE YER ALAN SANATÇILAR
SERGİYE KATKI SUNAN MAHPUS ÇİZERLER
Görülmüştür Kolektifi, redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat işbirliğinde Karşı Sanat Çalışmaların’da gerçekleşecek “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” sergisi 13 Eylül - 9 Ekim 2024 tarihlerinde içeridekilerle dışarıdakileri bir kez daha buluşturacak.
Sergide değişik hapishanelerden 97 mahpus yazar, 15 mahpus çizer ve dışarda olan 34 fotoğrafçı, grafiker ve heykeltraş yer alıyor.
Hapishanelerde üretilen sanat nesneleri ve düşünce ürünlerinin dışarıyla kurduğu bağı önemsiyoruz. Bugüne baktığımızda yasaklar ve sansürlere rağmen fiziki ve sanal kütüphanelerin insanlık tarihine sunduğu katkı sınırlandırılamaz. Yazarların ve kitapların var olması kültürün var olması ve paylaşılması demektir. Tartışmaya açık olan, kimi zaman da sadece “içeriyi betimleyen edebiyat” ön yargısına yol açan "Hapishane Edebiyatı" ortaya çıkmış ve bu alanda oldukça hacimli bir külliyat oluşmuştur.
Yıllardır fiziksel özgürlüğün kısıtlandığı yerde düşünsel özgürlüğün sınırsızlığında üretilen kitaplar ile "Sınırsız Kütüphane" 13 Eylül’de Karşı Sanat Çalışmalarında...
KARŞI SANAT Adres: Asmalı Mescit İstiklal Caddesi No:108 Aznavur Pasajı Kat:6, 34430 Beyoğlu/İstanbul
Sınırsız Kütüphanede yer alan mahpus yazarlar
1. A. Celil Keskin
2. A. Rahim Akalp
3. A.Hamit Orbay
4. A.Hekim Kozluk
5. A. Selam Baran
6. A.Latif Karaslanlı
7. Abdullah Ongullu
8. Adnan Öztel
9. Ahmet Bilge (Tahliye Oldu)
10. Ahmede Biloki
11. Ahmet Gerez
12. Ali Baba Arı
13. Ali Sahindal
14. Ayhan Bozkaya
15. Ayhan Kavak
16. Barış Bulut
17. Bahattin Cesur
18. Barış İnan
19. Bülent Parmaksız
20. C.Dağlı
21. Cemal Bozkurt
22. Cenan Genc
23. Cengiz Sinan Çelik
24. D. Dağlı
25. Delil Payiz
26. Ebedin Abi
27. Ehmed Tekin
28. Ekrem Aydoğan
29. Erd Agron
30. Ergül Çiçekler (Tahliye Oldu)
31. Ergin Doğru
32. Erol Zavar
33. Elif Can
34. Fecriye Benek
35. Ferhan Mordeniz
36. Figen Yüksekdağ
37. Fikret Karakoç
38. Gülazer Akın
39. Halil Güneş (Hapishanede Hayatını Kaybetti)
40. Hasan Seker
41. Hasan Şahingöz
42. Haydar Bayar
43. Hayrettin Ekinci
44. Hüseyin Masdar
45. Huseyin Yıldırım
46. Hüseyin İlbeyci
47. Gazel Bulut
48. İlhan Sami Çomak
49. İzzethan Aykut
50. Kemal Ayhan
51. Laleş Çeliker
52. Leyla Atabay
53. M. Enes Tunç
54. Mahmut Ulusan
55. Mahmut Yamalak
56. Mehmet Boğatekin
57. Mehmet Zeki Doğan
58. Merge Polat
59. Metin Turan
60. Murat Çetinkaya
61. Murat Türk
62. Musa Altun (Tahliye Oldu)
63. Nazım Akarsu
64. Necip Baysal
65. Nevzat Çapkın (Tahliyeden 2 Ay Sonra Hayatını Kaybetti)
66. Nevzat Güngör (Tahliye Oldu)
67. Nurettin Erenler
68. Nusret Yıldız
69. Orhan Çaçan
70. Ömer Raman (Özdurak)
71. Özgür Güven
72. Rafel Akgün
73. Ramazan Çeper
74. Remzi Akyürek
75. Resul Baltacı
76. Remziye Meral Turmuş
77. Resul Kocatürk
78. Resul Sarıgul
79. Rizgar Turhan
80. Roşin Arya
81. Sadık Aslan
82. Sami Özbil
83. Sara Aktaş
84. Serdar Koç
85. Serdar Sürücü
86. Sena Kızılırmak
87. Setenay Berdan
88. Sıddık Kıvanç
89. Selahattin Demirtaş
90. Seyit Oktay (Yeni Tahliye Oldu)
91. Süleyman Erol
92. Siya Çınar
93. Sona Mengutay
94. Soydan Akay
95. Yakup Güneş (Tahliye Oldu)
96. Yüksel Yiğitdoğan
97. Zeki Kayar
98. …
SERGİYE KATKI SUNAN MAHPUS ÇİZERLER
AYNUR EPLİ
BARIŞ İNAN
CEMAL BOZKURT
FADİME AKTAŞ
HÜSEYİN YILDIRIM
MAHMUT ULUSAN
MEHDİ BOZ
MEHMET BOĞATEKİN
NECİP BAYSAL
ÖMER RAMAN ÖZDURAK
SERDAR SÜRÜCÜ
ŞERİVAN AL MAHMUD
ŞEVKET ARMAĞAN GÜVEN
ZEYNEP AVCI
ZUHAL SÜRÜCÜ
Sınırsız kütüphane sergisinde
Yer alan fotoğrafçılar
A.Nur Türk
Adil Okay
Almila Kuş
Atilla Atala
Aylin Leblebici Öztürk
Bese Balkan
Edip Yeşil
Engin Çolakoğlu
Enver Enli
Faruk Bilal
Gültekin Alkurt
Hakan Ottaş
Leman Bedia Güven
Levent Küey
Metin Ekinci
Mine Zebil
Nursen Bilgin Kadayıfçıoğlu
Özcan Yaman
Paşa İmrek
Sakine Yıldıran
Serkan Çolak
Sinan Kılıç
Sultan Esen
Şafak Hacaloğlu
Şahin Sürücü
Şakir Sağlam
Tayfun Kesik
Tülin Şahin Okay
Yeşim Ağaoğlu
Yüksel Uygun
Heykel-grafik
Bünyamin Bozkuş
Dilan Cudi Saruhan
Erim Bayrı
İsmail Cem Özkan
“Tüm sermayemiz, dışarıda görüp yaşadığımız çeyrek asır önceki dünyadan aldığımız kareler (…). O açıdan; ‘Anı bohçamızı’ gıdım gıdım kullanmak zorunda kalıyoruz, hem de düş gücümüze fazlasıyla yüklenmek zorunda kalıyoruz. Bir de hafıza bir zaman sonra isyan ediyor, bazen infilak ediyor. Zira tutsaklığımız galiba fazla uzun sürdü. Mesela bir sokağı anlatmakta güçlük çekiyorum artık. Ya da bir çocuğu, bir ev ortamını betimleyemiyorum. Düş gücünün de çok fazla gerçeklikten kopmaması gerekiyor. ”
GÜLAZER AKIN. KADIN KAPALI HAPİSHANESİ. BÜNYAN / KAYSERİ
***
“Cezaevinde günü estetize edecek bir şey olmadığı gibi fiziki anlamda kurbağanın kuyudaki dünyayı görmesi gibi bir durum var. Bir avuç gökyüzünün dışında göreceğin, dokunacağın, hissedeceğin tabiata ait bir şey yok. 30 yıl boyunca demir ve beton bir kafeste kalmak bugün için pek anlaşılmıyor olabilir lakin gelecek nesiller eminim ki farklı tartışacaklardır. 30 yıl demir dahi bu beton zeminin üzerinde çürür.” NEVZAT ÇAPKIN [i]
NEDEN “SINIRSIZ KÜTÜPHANE”
Görülmüştür Kolektifi, redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat işbirliğinde gerçekleşecek “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” sergisi 13 Eylül - 9 Ekim tarihlerinde içeridekilerle dışarıdakileri bir kez daha buluşturacak.
Türkiye hapishanelerinde -kamuoyunun bildiği tanıdığı, aydınların destek sunduğu iki üç ismin dışında- yüzden fazla yazar, şair ve çizerin varlığını kamuoyuna hatırlatmak, eserlerini hangi koşullarda, nasıl yarattıklarına dikkat çekmek amacıyla “Sınırsız Kütüphane” adını verdiğimiz bu sergiyi hazırladık. Sergide değişik hapishanelerden 96 mahpus ve dışarda olan 34 fotoğrafçı, grafiker ve heykeltıraş yer alıyor.
Bu çalışmamız sadece soyut imgelerden- görsellerden -videolardan ibaret olmasın, kalmasın diye yazarları hala hapishanede olan, son 30 yılda içeride üretilmiş – yazılmış yüzden fazla edebi eseri, kitap, resim ve karikatürü sergi için topladık. Daha önce, 14 yıl boyunca politik mahpusların Görülmüştür Kolektifi’ne yolladığı kitaplara, “Görüşeceğiz Grubu”nun da arşivinde olan kitapları ekledik. Sergi duyurusu yapıp, hapishanelere yüzden fazla davetiye yolladık, bu davetimize cevap olarak içeriden mahpuslardan ve dışarıdan mahpus ailelerinden yeni kitaplar geldi.
Böylelikle yazarları halen hapishanede olan devasa bir kütüphane oluşturduk.
Mahpusların yazdığı şiir, roman, öykü ve deneme türü kitaplar yanı sıra, hapishanede üretilen edebiyat ve karikatür dergileri, hapishane konulu kitaplar da sergimizde yer aldı.
Dışarıdan fotoğrafçılar da “Sınırsız kütüphane” imgesini, kendi düşlerini katarak anda durdurdular. Mahpus yazarlara selam yollamış oldular. Onların da fotoğraf kareleri sergimizde yer alacaktır.
Ancak bir not düşmek gerekiyor: İçeride hayat öyle kahramanlık filmlerine benzememekte, romantize edilemeyecek denli zor akmaktadır. Bir zulüm deryasında düşlerine, ütopyalarına sarılan politik tutuklu ve hükümlüler, tenlerini ve tinlerini psikoljik ve kimi zaman da fiziki şiddetten yazarak, çizerek korumaya çalışmaktadırlar.
Bu anlamda sergide bir diğer amacımız da hapishane idarecilerinin “rehabilitasyon” yerine akıl almaz disiplin cezalarıyla, keyfi yasaklarla tecrit ettiği mahpuslara esinti yollamaktır. Absürt, akıl almaz sansür uygulamaları sonucu oto sansüre sürüklenen tutuklu yazarlara, şairlere, çizerlere destek sunmak, bazı hapishanelerde “yönetmelik yok sayılarak” keyfi olarak konulan kitap, dergi, gazete, tuval ve renkli kalem yasaklarına dikkat çekmektir.
En azından Türkiye’nin de imzaladığı (2006) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Cezaevi Kuralları’na uyulmasını sağlamak, keyfi yasakların sonra ermesi için çıkarılan sese sesimizi eklemek ve Türkiye’deki 400’e yakın hapishanenin çok azında faaliyette olan sanat atölyelerinin işlevli hale getirilmesi için kamuoyu oluşturmaktır.
İçeriden, dışarıdan 150’ye yakın sanatçının eserleriyle açılacak Sınırsız Kütüphane sergisi, 13 Eylül günü saat 17.00 da İstanbul’da İstiklal Caddesi Aznavur Pasajı’ndaki Karşı Sanat Çalışmaları’nda açılacak ve 9 Ekim tarihine kadar görülebilecek.
Görülmüştür kolektifi adına Adil Okay
redfotoğraf grubu adına Özcan Yaman
[i] Yazar Nevzat Çapkın kanser hastasıydı. İHD’nin Hasta tutsaklar listesinde adı vardı. Dışarıda tedavi imkânı sağlanmadı. Ölümün eşiğinde yani çok geç tahliye edildi. Dışarıda 6 ay yaşayamadan hayatını kaybetti. Adil Okay ile Ayhan Kavak’ın hazırladığı Firari yazılar adı kitapta onunla henüz hapishanede iken yapılmış geniş bir söyleşi yer aldı. Anısına saygıyla.
*******************
SINIRSIZ KÜTÜPHANE SERGİSİNE ÇAĞRI METNİMİZ...
Ezgi Bakçay / Özcan Yaman / Adil Okay
İletişim Adresi:
Adil Okay. P.K. 409. Çarşı PTT. Akdeniz Mersin.
e posta: okayadil@hotmail.com
---
(Fotoğrafçılara)
… Hapishanelerde üretilen sanat nesneleri ve düşünce ürünlerinin dışarıyla kurduğu bağı önemsiyoruz. Yıllardır fiziksel özgürlüğün kısıtlandığı yerde düşünsel özgürlüğün sınırsızlığında üretilen kitaplar bu yıl konumuz.
Hapishanelerde üretilen, yazılan kitaplardan ve bu kitapların mahpuslar üzerindeki etkilerini anlatacak fotoğraflarla kolektif bir enstalasyon sergisi gerçekleştireceğiz.
“Sınırsız kütüphane” adını verdiğimiz bu projeye her türlü fotoğraf tarzı (Doğrudan, belgesel, enstantene, kolaj-montaj ve kavramsal …) ile 1 adet çalışmanızla katılabilirsiniz.
SINIRSIZ KÜTÜPHANE
(Mahpuslara çağrı)
Görülmüştür Kolektifi, redfotoğraf grubu ve Karşı Sanat olarak her yıl gerçekleştirdiğimiz sergilerin 2024 yılı kavramsal çerçevesini “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” olarak belirledik. Karşı Sanat Çalışmalarının mekanında gerçekleştireceğimiz “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” sergisi Eylül ayında içeridekilerle dışarıdakileri bir kez daha buluşturacak.
Hapishanelerde üretilen sanat nesneleri ve düşünce ürünlerinin dışarıyla kurduğu bağı önemsiyoruz. Yıllardır fiziksel özgürlüğün kısıtlandığı yerde düşünsel özgürlüğün sınırsızlığında üretilen kitaplar bu yıl konumuz.
Kitaplar üzerine çok şeyler söylendi söyleniyor. M.Ö 3200’den bu yana İnsanlık tarihinde geçmişle gelecek arasında kurulan köprüde yazı önemli bir iletişim aracı olarak kütüphanelerden beslenmiştir. İskenderiye Kütüphanesi savaşlardan ne kadar nasibini alsa da insanlığa bıraktığı miras yadsınamaz. Faşizmin sokaklara doldurup yaktığı kitaplar ve yok ettiği kütüphaneler düşünce özgürlüğünü engelleyememiştir. Bugüne baktığımızda yasaklar ve sansürler hala sürmesine rağmen fiziki ve sanal kütüphanelerin insanlık tarihine katkı sunduklarını görüyoruz. Yazarların ve kitapların var olması kültürün var olması ve paylaşılması demektir.
Tartışmaya açık olan, kimi zaman da sadece “içeriyi betimleyen edebiyat” ön yargısına yol açan "Hapishane Edebiyatı" kavramı ortaya çıkmış ve bu alanda oldukça hacimli bir külliyat oluşmuştur. Bu külliyatta görüldüğü gibi içerideki yazar, şair ve çizerler, içeriyi olduğu gibi dışarıyı da ustaca betimleyebilmişlerdir.
İşte biz de üç kolektif olarak, sanal ve fiziki kütüphane’ye ek olarak "Sınırsız Edebiyat" diye yeni bir kavram / metafor üretmeye çalıştık. "Sınırsız Edebiyat" adını vereceğimiz sergimize / serginize katkı bekliyoruz.
Hapishane ile kütüphane ve kitap ilişkisini anlatan her türlü sanatsal çalışmalar (Resim, karikatür, el işlemesi…) ile kitaplarınızı, kuracağımız “SINIRSIZ KÜTÜPHANE” ye 15 Ağustos 2024 tarihine kadar yollamanızı bekliyoruz.
Not: Önceki yıllarda Görülmüştür Kolektifi ve Görüşeceğiz Grubu "Mahpus kitapları Sergisi" adı altında, yüzden fazla kitabı kamuoyu ile buluşturmuşlardı. Dolayısıyla şimdi Görülmüştür Kolektifi'nin arşivinde olan yüzden fazla kitap da sergimizde değerlendirilecektir. Bu nedenle Görülmüştür kolektifine daha önce yolladığınız kitapları tekrar yollamanıza gerek kalmayacaktır.
REDFOTOĞRAF 4. YIL SERGİSİNİN VİDEOSUDUR...